Loading “Güncel Sanat Nesnesinin Belirlenimi” üst başlığıyla gerçekleşen sempozyumda farklı disiplinlerden bir dizi konuğu ağırladı. Sempozyumun üç güne yayılan programında güncel sanat odaklı farklı konuları ele alan dört panel ve ilgili bildiriler yer aldı. Sanatçı, sanat yazarları, uzmanları ve kurum yöneticilerinin katıldıkları program güncel sanat gelişimini izlemek ve kayıt altına almak bakımından kentin önemli sanat etkinliklerinden birine kapı aralamayı hedefledi.
Güncel olanın kendi içinde bir sorunsal olarak barındırdığı iktidar pratikleri, cinsel kimlikler, gündelik yaşamı alt üst eden şiddet, zorunlu göç, yerinden edilme ve olgusu, bununla birlikte kentleşmenin beraberinde getirdiği ve başka bir yüzyıla devredilen sorunsallar, ekoloji, militarizm, ırkçılık ve daha pek çok başlık üzerinden okundu ve sempozyumun ana konusu güncel sanatın belirlenimi, değişimi ve nasıl bir noktaya evirildiği oldu.
Güncel Sanatın Sorunsalları (Cinsel kimlikler, Militarizm, Zorunlu Göç, Ekoloji)
90’lı yılların ikinci yarısından itibaren Türkiye’de karşılık bulmaya başlayan Güncel Sanat, yaşanan, politik ve toplumsal sorunsallar üzerinden bir dil oluşturup, tavır geliştirmeye çalışmıştır. Güncel Sanat politik bir iddiayla kendi içinde sorunsal olarak barındırdığı iktidar pratikleri, toplumsal cinsiyet politikaları, gündelik yaşamı altüst eden şiddet, etnik ayrım ve ayrıcalıklar, kentleşmenin beraberinde getirdiği sorunsallar, militarizm, zorunlu göç olgusu, yerinden edilme ve olgusu, bununla birlikte kentleşmenin beraberinde getirdiği ve başka bir yüzyıla devredilen sorunsallar, ekoloji, ırkçılık ve daha pek çok başlık üzerinden bir dil oluşturdu. Kişisel olanın sanatın nesnesine dönüşmesi, güncel sanatın da gidişatını belirlemektedir. Güncel sanat, yaşamla aynı paralelde ilerlemeye başlamasıyla yaşamın tüm sorunsallarını da üstlendi. Fotoğraf, enstalasyon, video, performanslarla ve sözcüklerle hayatın ritmine görünürlük kazandırmaya çalışıyor. Sanatın disipliner formdan çıkıp hayatın içine yerleştiği bu süreçte yaşanan travmalara, toplumsal kırılmalara ve değişimlere dikkat çekilmeye çalışıyor. Sanat artık hiç olmadığı kadar politik ya da karşı politik bir yapıya büründü. Bu bağlamda yaşanan ya da yaşanacak sorunsallar sanatın seyrini ya da sanat sorunsalların seyrini nasıl belirleyecektir?
Güncel Sanat Kamusal mıdır? (Sergiler, Bienaller ve Festivaller)
Güncel sanat, uzun süre, kurulu yapıların, akademilerin, müzelerin, sanat galerilerinin, geleneksel sanat izleyicisi ve alıcılarının tepkilerine maruz kaldı. Bu kurumların tepki ve tavırlarının esas nedeni, güncel sanatın “gerçeği dile getirme” çabasına karşı gösterilen direnç olarak düşünülebir. Günümüzde artık gerçekliği dile getirmek ya da doğruyu söylemek yasak değildir, fakat doğruyu ve gerçeği dile getiren kişi, iktidar kurumları gözünde yalanı ve yanlışı üstlenmesi gereken kişiler de olmuştur. Güncel sanat iktidarın dayattığı katı, gelenekselci politikaların dışında kendine bir yaşam alanı oluşturmaya çalışan insanların çabasını ifade etmektedir. Sanatçılar kimlikleri üzerinden kendilerini ifade etmeye çalışırken izleyiciye tam da ne olduklarını göstermeye de çalışmışlardır. Güncel sanat, sanatın dile getirdiği ya da görünür kılmaya çalıştığı gerçeklikten çok ona tepki gösteren insanların önyargılarını görünür kılar. Topluma şekil veren resmi politikaların enformasyon ya da dezenformasyonu, insanların değer algısını belirler. Bu değer ya da değersizleştirme algısı insanın neye tepki gösterip göstermeyeceğini belirler. Alain Baudiou “Aslında tek bir özne yoktur, ne kadar hakikat varsa o kadar özne, ne kadar hakikat usulü varsa o kadar öznellik tipi vardır.” der ve bunun üzerinden bir “ hakikatler etiğine” ulaşmaya çalışır. Güncel Sanatın toplumsal eşitlikçi tavrı, bir karşı sanat ve ya bir karşı politika olarak nitelenebilir mi?
Güncel Sanat Piyasasının Kurumsallaşması (Galeri, Sanat Fuarları, Koleksiyonerler)
Güncel sanat bir taraftan küresel ve bölgesel ölçekte değişen sosyo-politik konular üzerinden bağımsız küratöryel sanat pratikleri ile kendi kaynaklarını üretirken bir taraftan da sanat piyasasının temel dinamiklerinden biri haline geldi. Güncel sanatın üretim aşamalarını piyasa olgusundan bağımsız düşünemediğimiz gibi bu bağımlı yeniden-üretimin biçiminin sanatın nesnesini belirlediğini de son yıllarda etkisini gittikçe artıran uluslararası sanat fuarları ve müzayedelerde görmeye başladık. Yüzyılın önemli sanat olayları olarak ortaya çıkan bienaller ve küratöryel pratikler güç kaybı mı yaşamaya başladı? Bunun bir sanat krizi olduğunu söylemek için henüz çok mu erken?
Güncel Sanat ve Eleştiri (Eleştiri, Sansür, Sanat yazarlığı ve Makaleler)
Sanat Bataille’cı bir söylemle “ihlal” (transgressiyon) dir. Her yasak kendisiyle beraber yasağı yıkacak olan düşünceyi de beraberinde getirir ve bu hayatın diyalektiğini oluşturur. Süreyya Evren Türkali sanatın dili ve parrhesia arasındaki paralelliği şöyle belirtir: “parrhesia daha güçsüz konumda olanın risk alarak konuşması edimidir ve işlevi bir başkasına hakikati ispat etmek değil eleştiri sunmaktır” ve ekler: “sanatçı kişi, yazar kişi, aynı filozof gibi tiranın, tiranlığın, devletin, zorbalığın karşısına çıkıp bir hakikati net bir şekilde dile getirebilir.” Sanatın gerçekleri dile getirme özelliği, onu, “toplumun temsili iddiası” olan yönetimlerin karşısında durmasına yol açmıştır. İktidarlar, müdahale etme, sınıflama, ve düzen oluşturmayı iddia ederken sanat, insan kimliğine bir öznellik getirerek düzenli bir yapıdan çok, “kişisel” ve “çokluklar oluşturma” ekseninde kendini var etmiştir. Sanatın gelişimi bu açıdan yasak olarak nitelenebilecek bir durumun ya da duyumun kalmaması ile ilişkilidir.